Bebek doğar. Dev gibi anne ve babasını görünce onlar kadar büyümek ister. Büyür. Abla veya ağabeyi olur.

            Okula giden öğrencileri görür, öğrenci olmak ister. Okula gider. İlkokul, orta okul, lise…. Belki de üniversite!... kazanır ya da kazanamaz!...

            Bir işe girer… Çalışmaya başlar… evlenir… Önce bir arabam olsun ister. Çalışır, çabalar, arabası olur. Evim olsun ister, evi de olur.

            Çoluk çocuk olmuştur. Onları büyütür, okutur; kendisi gibi!...  

Çocuklar da meslek sahibi olur. Onları da evlendirir. Onların da evi, arabası olsun ister. Onların da olur.

Günler ayları, aylar yılları kovalar. Kademe, derece derken önce ‘4. dereceye bir düşsem daha fazla maaş alırım´ der. Onu da alır.

Sonra emeklilik planları yapmaya başlar. ‘Bir emekli olsam, hiçbir iş yapmayacağım, akşama kadar yatacağım´ der. Ya da bir iş yapmayı düşünür.

Emekli de olur. İlk günler hoşuna gider emeklilik. Sonra sıkılır, işsiz güçsüz.  Emekli olduğuna ‘pişmân´ olur.

İşe yaramadığını düşünür. Geriye döner bir ‘iç muhasebesi´ yapar. Ömrü boyunca yaptıkları gözünün önüne gelir.

@@@

Yaptığı yanlışlıklar, haksızlıklar, kul hakkı, miras hakkı onu rahatsız etmeye başlar. ‘Saniyelik ömür için bunları yapmaya değer miydi?´[1]. Çoluk çocuk için çalıp çırptığı şeylerden hesap vereceği günü düşünmeye başlar. Pişmaniye tadında pişmân olur.

@@@

Allah´a karşı sorumlulukları aklına gelir. Yeterince abdest alıp namaz kılmamıştır. Oruç tutmamıştır. Kelime-i Şehâdet getirmemiştir. Zekât verip hacca gitmemiştir.[2]

Gerçi hacca şimdi de gidebilir. Ömrü kifayet ederse hacca gider. (O da kura ile ya!) Hac´da bütün günahlarının affedildiğini düşünür!... Rahatlar(!) Oysa yaptıklarından hesaba çekileceğini hiç düşünmez.

Allah´a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahirete, hayır ve şerrin Allah´tan geldiğine inanmıştır –belki- ama ne yapmıştır?[3]

@@@

Bunlar yine de en iyisi. Ya inanmayanlar!...

@@@

            Oysa her geçen an ‘saniyelik ömür´deki binlerce, milyonlarca yapraktan dökülen birer yapraktır!... Anın kıymetini bilelim. Doya doya yaşayalım.

            Pişmaniye tadında pişmanlık duymamak için kul hakkına, miras hakkına hele hele Allah´ın hakkına riayet edelim.

İyi insan olalım. Vatana, millet, dine, devlete, topluma, doğaya karşı sorumluluklarımızı yerine getirelim.

            Aksi halde ‘hesap günü´ işimiz zor!