Bilindiği gibi Nevşehir Damat İbrahim Paşa yadigârıdır. Bu yadigârın en bariz timsali ise eşine ender rastlanan külliyesidir. Külliyenin önemli yapısı ise önceleri medrese olarak kullanılan ve daha sonra kütüphaneye dönüştürülen bölümüdür. Bir Zamanlar burada çok nadir yazma kitaplar vardı.

Kaybolmasın veya başka araştırıcılarda faydalansın diye bütün yazma eserler gibi onlarda Millî kütüphaneye gönderildi. Cumhuriyet devri veya Latin alfabesi ile basılan kitaplar burada kaldı okuyucuların istifadesine sunuldu. Nevşehirli okuyucular piyasada satın alamadığı daha doğrusu artık basılmayan kitapları burada buluyor ve okuyordu.

      Külliye Damat İbrahim Paşa Vakfıdır. Vakfın da bir senedi var ve senede göre idare edilir. O senede de uyulmalıdır.

      Şehirler mazileri ile şehri olurlar. Anadolu´nun tam ortasında Osmanlı eserlerinin nadir bir örneğini taşıyan bu aziz şehir bu mümtaz eserini koruyamıyorsa bir şeyler yanlış gidiyor.

Bir şeyler yanlış yapılıyor demektir. Kütüphane olarak kullanılan yer eskiden medrese idi medreseler kapanınca burası kütüphaneye dönüştürülmüş. Çok da iyi olmuş. Burada çok değerli kütüphaneciler görev yapmışlardır. Meraklı olanlar araştırıp bulabilirler. Bunlarında bir hatırası var buna saygı göstermek kadirbilirliktir.

      Değerli ilim adamları yetişmiştir. Bunların hepsini silersek bir anda bütün hafızamızı silmiş oluruz. Şehir hafızasız olur mu? Çeşmesi hamamı camisi kütüphanesi ile şehirlerimizi Türkleştirmişiz. Kimlik buhranı yaşayan toplumumuz bir de biz destek vermesek olmaz mı?

      Kütüphane başka yere taşınıyorsa burası ne olacak? sorusu akla gelir. Bir kurum mu yerleşecek bir kurum yerleşirse vakıf senedinde bunun yeri var mıdır?

Tahsis edenlerin vicdanlarına emanetedilen ecdat yadigârı layığını bulacak mı? Senette yazılan hizmetin dışında kullanılamayacağını vakfı yönetenler biliyor mu?

      Geçenlerde yolumuz Kurşunlu külliyesine düştü oradan da kütüphaneye uğramak istedik kapı kapalı idi. Bir telefon numarası vardı orayı aradık ne oluyor diye. Buranın taşınacağını beyan ettiler peki burası ne olacak onu bilmiyoruz dediler.

     Bina bir vakfa tahsis edilmiş bizim konumuz binadan öncelikli olarak bu kütüphane de bulunan kitaplardır. Ancak yine de tarihteki Nevşehir´in en önemli yadigârını kuruluş amacına uygun bir biçimde kullanıma sunulmasıdır.

     Binlerce kitap nereye gitti? Kitapların hali ne olacak? Bu kitaplar sergileyecek?

     Bu soruların karşılığını görmek istiyoruz.

     Şehir; müzesi ve kütüphanesi ile bilinir. Bunları yok etmeyelim.

     Cumhuriyet dönemimden günümüze kadar gelen binlerce eserin depoda olduğu düşündürücüdür.

     Binadan boşaltılan kitaplar depoya kaldırılmadan başka bir alanda raflarda yerini almalıydı. Doğru olan da budur. Kitap yeri temin edilmeden binadaki kitapların depoya kaldırılması son derece yanlış olmuştur. Temennimiz kitapların zarar görmez görmemesidir. Kaldı ki Nevşehir Halk Kütüphanesi şu anki haliyle bina ve kitap salonları açısından yeterli değildir.

    Halk Kütüphanesinde 30 bin civarında kitap bulunuyor. Eski binada idare kısmı dışında; iki okuma salonu, bir materyallerin ve bilgisayarların bulunduğu salon, bir de kitapları yer aldığı salon (ödünç kitap alma bölümü) bulunuyor. Üç salonda da kitaplar bulunuyor.

Fakat kütüphanenin müdavimlerinden biri olarak yukarıdaki tespitimi tekrar etmek isterim; kütüphane okuyucuya hizmet vermekle birlikte bina ihtiyaca cevap verememektedir. Yeni çıkan kitaplar kitap salonunun yetersiz oluşundan ya çok az bir kısmı sergileniyor ya da az kitap geliyor. Aranılan bazı kitaplara da ulaşılamıyor.

İl Halk Kütüphanesi binası kitaplar için yeterli olmamakla birlikte Külliyedeki Çocuk Kütüphanesindeki binlerce kitabın akıbeti ne olacak? Kitapların biran önce okuyucularla buluşmasını ümit ediyoruz.

Valimiz Sayın İlhami Aktaş Bey´den kütüphane ve kitaplar hususunda çözüm bekliyoruz.