Zamanda yolculuk, teknoloji geliştikçe geçmiş zamanın mucize deyimi ile açıklanmaya çalışılan birçok iş/eylem metafizik hadisesinden çıkıp bire bir tanıklık ettiğimiz somut delile dönüşmekte. Bu durum fizikte olduğu gibi sosyal konularda da olmakta.

Batı’da, sabah çocuklarını okuluna özel aracıyla götüren Başbakanlar var ve benzeri örnekler bize göre bu durum mucize. İstifa eden Başbakan/Bakan ve Parti liderleri. Bugün Nevşehir’in Caddesinde birkaç yurttaşa Nevşehir, toplu taşıma araçlarıyla buluşmalı değil mi dedim; Tranvay/Metro dedim; yurttaş, mucize olarak algılıyor.

Sen deli misin, burada Tranvay’mı olur, burası küçük şehir, daha büyük şehirlerde ilgi karşılanmıyor. Ya, görüyor musun mucize ney; bu zamanda Türk’e Hızlı/yavaş Tren/Tranvay henüz mucize. Çoğu medeniyetlerin 150 yıl evvelki kazanımları. Umutsuz muyuz, hayır; inanıyorsak mucize beklemeyip mucizeler yaratmaya devam edeceğiz.

Bu dönem Nevşehir vekilleri ve İl/İlçe hep birlikte Ankara/Nevşehir - Nevşehir’i tüm Kapadokya İlçelerine Tranvay ile bağlayacağız. Bunu başaracağımıza inanıyorum. Sen orda mısın, siyasete, politika üretmeye aday olduysan, bu yolda ben varım diyorsan; ister seçil/seçilme taşın altına elini koymaya devam edeceksin.

Bu iş ucuz/kolay iş değil. Ya yükün altına hiç girmeyecek, yada yükün altında kalmış develer gibi bağırmayacaksın. Geceyi güne- günü geceye katıp çalışmaya inşa etmeye devam edeceğiz. Burada yurttaşa daha büyük sorumluluk düşmekte. Yurttaş yaşadığı çağın gerektiği yurttaşlık bilincine kavuşup insan gibi yaşanılır ortam yaratacak. Ve/veyahut saygısız, insanın insanı boğazladığı bir karmaşada yaşıyormuş gibi olacaktır.
Daha yüzlerce böyle mucize beklentilerimiz var. Bu neden biliyor musunuz; yaşadığımız çağın çok gerisinde olmamızdan, teknik olduğu kadar siyasi/sosyal alanlarda da.

ALTIN TEPSİDE İKTİDAR SUNULAN PARTİ AKP

Bak gördün mü; AKP adaşı CHP’yi nasıl korumaya aldı. CHP’nin seçim yenilgisi parti tabanında sorgulanmasın diye, ilk gün Süleyman Soylu açıklaması ardından Eren Erdem tutukluluğu. Parti yıllardır süre gelen mağlubiyeti sorgulamak yerine, hedef saptırma işini AKP üslendi. Neden biliyor musunuz? Çünkü AKP’ne iktidarı her defasında altın tepside CHP sunuyor. CHP iktidar olmak, büyük Türkiye yaratmak ve buna insanları inandırmak için politika, proje üretmek yerine; İktidarın yanlışlarına yönelik siyaset yapıyor.
Biz toplum olarak İktidar Partisine muhalefet eder, Muhalefet partisi de haklı olarak İktidarı sarsar yıpratmaya çalışır. Demokratik toplumlarda demokrasi böyle işler. Bunun yanında, gelişmiş demokrasi iktidarlarının karşısında olan muhalefetlerin gölge Hükümetleri olur. Gölge Hükümet aynı İktidar Parti Hükümeti gibi çalışır. Bir grup da İktidar partisinin içinde muhalefetin oluşmasına izin verilir. Yani bizde olduğu gibi, işine gelmeyen çatlak ses disiplin kuruluna sevk edilmez.

CHP’nin seçim kampanyasındaki ileri sürdüğü politik savları ilk günler değerlendirirken şu saptamada bulundum. Bunlar İktidar olmak için politika yapmıyorlar/Siyasetin Patronluğuna devam etmek istiyorlar dedim. Bunu da bazı ortamlarda dillendirdim.
Ne diyorlardı, CHP’nin ileri sürdüğü ana politika neydi?

a- Parlementer Sistem
b- yeni Cumhurbaşkanlığı sistem karşıtlığı
c- Saray/Saray’ın mermerleri ve Yazlık Konut/Saray

a- başlık açılımı: Parlamenter sistem ileri yöneten/yönetilen demokrasilerde dahi tıkandı, demokratik ülkeler arayış içinde. Türkiye’de tek parti iktidarından sonra demokrasimizde ketum kaldığı için hiç işletemedik ve hala işlememekte. Alternatif projen var mı? Yok, revizyon dediğini var sayalım CHP, bunu halka anlattın mı? Yok.

b- C. Başkanlık Sistemi istemediğini söyledi Krallık/Diktatörlük dedi. İyi, Parlamenter sistemin durumu da malum. Senin projen ney? Yurttaş seni bu ana unsurlar üzerinde nasıl değerlendirecek. O zaman CHP Milleti neye çağırmış oluyor; net ve açık olarak tanık olduğumuz bilindik Hükümet kurma polemiklerine çağırıyor olmakta ve benzeri bir çok örnek.

c- tanımı: Saray ve Saray’ın mermerleri. Arkadaşım, Büyükşehirlerde ki İlçe Belediye binaları, Adliye Saray’ları 81 Vilayet ve İlçelerde binlerce kamu binası, böyle bakınca. Ama, CHP haklı gerekçeleri bu hususta kaçınılmaz katıldığım kanıt var. O da şu; Cumhuriyeti’n hafızasını, ruhunun Çankaya’dan silinmesi. Keza bu durum küçük/büyük bütün İl, İlçe de yaşanılmakta. Bu bina olmaz O, O, yetmez yenisi. Şehir ’in hafızasını, geçmişini Ruhunu yitirmesi. Bu son derece yanlış.

Neyse, geldi geçti. Bunu niye yazıyorum. Eğer AKP bu seçimlerde ve gelecekte olası kan kaybedecek olursa ki illa yaşanacak.” Siyaset bu, sonsuza kadar sürdürülebilirlik ihtimali düşünülemez” İktidar olacak Parti CHP/MHP değil. İlk seçimlerde alelacele yeni kurulacak siyasi oluşum seçimleri kazanan parti olacakmış.

O zaman CHP’de revizyon şart. Politik revizyon, seçmenin/ modern toplumun ileri taleplerine yönelik politika üretmek, proje yapmak elzem.

YENİ C. BAŞKANLIK SİSTEMİ TUTARMI

Türkiye basit demokrasiyi işletme olgunluğuna edinmeksizin; siyaseti, ideolojik kamplaşmadan, mezhepsel farkındalık dışına taşıyamamışken. Başkanlık sisteminin gerektireceği; Kuvvetler ayrılığı ve bağımsız Meclis tanımını yerleştirmesi olası değil.

Devlet, yasamanın iradesinde tasarruf edilemez. Devlet yasaların iradesiyle yürütmenin iradesinde olmalıdır. Ayrıca yasamanın Türkiye’deki varlık tanımı Gecekondu gibi. Yasamayı güçlendirecek ve varlığını kökleştirip güven kalesine dönüştürecek alt yapıdan yoksun. Demokrasilerde Senatosuz yasama, temelsiz bina gibidir. Her gelen Hükümet kendi yasasını, yasama esasını İktidarlaştırır. Senato, köklü geçmişinin üzerine geleceği inşa eder. Bugün gelen Çankaya’yı ruhuyla yerinde bırakarak ardına bakmadan kaçarcasına Külliye der; ardından gelen başka şey söyleyip yapar.  Keza bu durum Anayasa ve Hukuki kavramlarda da aynı. Türkiye’de her kurulan Hükümet Anayasayla cebelleşiyor. Bunu yaparken kendi Anayasasını yapıyor izlenimi oluşmakta. Ayrıca 300-500 md Anayasa yapmak “ 4/3 çoğunluk şartı “ yasamanın yasaya olan saygısını giderir, hukukun iradesini hiç eder. Neden? Önünüzdeki en büyük engel değiştirmekte zorlanacağınız yasa olur. Sonra şöyle demek durumunda kalırsınız “bir kez Anayasa delmekten bir şey olmaz“ Hukukta karşıdan masum masum bakmak durumunda kalır. İngiltere’de Buckingham Sarayı (1760) yaklaşık 300 yıl var yerinde durmakta. Sonra Saray’ın mülkiyeti devletin.

OKURLA İLETİŞİM

Yazım esnasında tanım aralıkları oluşmakta; okur makaleyi okurken eksikleri giderecek, düşünerek anlamaya çalışacak ve makaleyi kendi bileğisiyle özdeşleştirerek olgunlaştıracak. Okur, tanımların içini ilave bilgilerle zenginleştirip kendi iç dünyasında gerçekçi bir anlam kazandırıp en olgun tanımı kendisi yapacaktır. Makaleye eleştirilerini cesaretle yapacak, acımasız eleştirileri yaparken bunu savlarıyla destekleyecektir.