Sarıgül, 9 Nisan tarihinden itibaren tüm illeri dolaştığını ve 81. şehir olan Nevşehir’de af çağrısını yinelediklerini belirterek, “9 Nisan tarihinde bir af çağrısında bulundum. Şu anda 81. cezaevinin önündeyim. Pandemi koşulları münasebetiyle çeklerini, senetlerini ödeyemeyen binlerce esnafımız oldu. Maalesef bir el gençlerimize ulaştı ve gençlerimize bulaştı. Binlerce gençlerimiz uyuşturucu batağı ile karşı karşıya kaldı. Çeşitli nedenlerle 285 binin üzerinde kader mahkumu cezaevlerinde şu anda toplumsal barış affını beklemekte, kardeşlik hukuku affını beklemekte.” dedi.
 

Türkiye Değişim Partisi olarak af çağrını yinelediklerini belirten Sarıgül, “Siyasi bir çağrı değil kesinlikle ve kesinlikle vicdani bir çağrıdır. Nevşehir Cezaevinin önünden vicdanlı devletime, merhametli devletime, şefkatli devletime, adaletli devletime sesleniyorum. Şu anda babaları anneleri cezaevinde olan binlerce çocuğumuz var. Anne ve babalarına hasret. Cezaevinde dünyaya gelen binlerce çocuğumuz var, onlar daha yaşam ile buluşamadılar. Anneanne, babaanneler, eşler,  evlatlar toplumsal barış affını kardeşlik hukuku affını beklemekteler. Kayınvalideler özellikle anneler anneanneler ve babaannelerin yüreği yanmakta. Onlar çocuklarına evlatlarına eşlerine kavuşmak için sabırsızlanmakta. Benim şefkatli devletim, vicdanlı devletim, merhametli devletim, hiçbir siyasi parti farkı gözetmeksizin, tüm siyasi partilere sesleniyorum, gelin hep birlikte af kime ne yarar sağlar, af ne getirir, af ne götürür bunun hesabını  yapmadan kardeşlik hukuku için toplumsal barış affını çıkaralım.

“DAVUTOĞLU’NUN KONUŞMASI SON DERECE MANİDARDIR”

Bir gazetecinin Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun, “6’lı masa gerekirse 2 aday çıkartılabilir” şeklindeki değerlendirmesi hakkında düşüncelerinin sorulması üzerine Sarıgül, şunları söyledi:  “Sayın Ahmet Davutoğlu Dışişleri Bakanlığı yapmış, Başbakanlık yapmış, diplomasiyi son derece iyi bilen ve diplomatik konuşmaları son derece iyi bilen sayın Davutoğlu, deneyimli bir siyaset adamıdır. Aylardan beri masanın etrafında oturan, başbakanlık yapmış olan deneyimli bir siyaset adamının ikinci bir aday çıkartabiliriz konuşması son derece manidardır, üzerinde durmak gerekir.” açıklamasında bulundu.

“BELEDİYE BAŞKANININ YERİ ŞANTİYELERDİR”

Sarıgül, bir gazetecinin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu gündemiyle ilgisi sorusuna da şöyle cevap verdi: “Belediye başkanlarının yeri şantiyelerdir. Belediye başkanlarının yeri kentin güzelliğidir, belediye başkanlarının yeri sanattır, çevredir, doğada yaşayan canlılar ile buluşmaktır. Belediye Başkanlarına bırakalım dönemlerini tamamlasınlar. O dönemlerinin sonunda da millet kararını versin. Özellikle İçişleri Bakanlığı geleneklerinde bir İçişleri Bakanının belediye başkanları ile çok fazla uğraşması, bizim devlet geleneklerimizde yoktur. TDP olarak belediye başkanlarını adliye koridorlarında değil, şantiyelerde görmek istiyoruz, belediye başkanlarını kentini ve şehrini şahlandırırken görmek istiyoruz, belediye başkanlarının yeri adliyeler değil, şantiyelerdir. Seçimle gelen seçimle gitmeli, demokratik kurallara uymalıyız, demokrasi bizim gibi düşünmeyenlere de tahammül etme rejimidir. TDP olarak incinsen de incitme diyoruz. Size ağır gelen sözü başkasına söylemeyiniz. Düşmanınızın bile insan olduğunu unutmayınız. Toprağımıza bağlı, bayrağımıza bağlı, ulusal birlikten ayrılmayan bütün siyaset adamlarının seçimle gelip seçimle gitmesini arzu ederiz. Çünkü TDP önce devletini, sonra partisini düşünür. TDP Alparslanlar da bizim, Fatih Sultan Mehmetler de bizim, Mustafa Kemal Atatürkler de bizimdir diyen bir siyasi partidir. TDP,  Malazgirt’ten Kocatepe’ye tam bağımsız Türkiye diyen bir partidir. TDP’nin en büyük önceliği demokrasi. Seçimle gelen seçimle gitmelidir.”

Sarıgül, daha sonra Nevşehir'de esnaf ziyaretleri yaparak, vatandaşlarla sohbet etti.