El-HÂC ÖMER

1796-1864

El-HÂC ÖMER namıdiğer Ömer Tâl, 1796 veya 1794 yılında Senegal’de doğdu. Kâdiriyye tarikatına mensup olan babası Saîd Osman’dan Arapça, Kur’an ve diğer dinî ilimleri öğrendi. Bölgedeki ilim merkezlerine seyahat ederek çeşitli âlimlerden dersler aldı. 1814 yılında bugünkü Gine Devleti sınırları içinde bulunan Satina’ya yerleşti. Burada hayatına yön verecek olan tasavvufi düşüncelerini derinleştirmeye çalıştı. İrşad faaliyetinde bulunan Ticânî halifesi Abdülkerîm b. Ahmed en-Nagel’e intisap etti.

Şeyhi Abdülkerîm ile birlikte hacca gitmek isteyen Ömer Tâl, kendilerini maddi açıdan destekleyecek zengin bir Müslüman bulmak amacıyla Fransızların hâkimiyetindeki St. Louis kasabasına giderek tüccarlarla görüştü. Gerekli hazırlığı yaparak 1825 yılının son aylarında, aralarında küçük kardeşi ve kendi hanımının da bulunduğu bir grupla birlikte hac için yola çıktı. Ancak aniden hastalanıp geri dönmek zorunda kaldı. Şeyhine yetişmek için iyileşir iyileşmez tekrar yola çıktı. Ancak şeyhinin vefat ettiğini, kendine de bir mektup bıraktığını öğrendi. 

el-Hâc Ömer’in başkanlığındaki kervan Fizan üzerinden Kahire’ye geldi. Burada kendine maddi imkân sağlandı ve burada resmî makamlar tarafından ağırlandı. 1827’de Mekke’ye vardığında, Ticâniyye tarikatının pîrine otuz yıldan fazla hizmet eden ve tarikatın Hicaz vekili tayin edilen Şeyh Muhammed el-Gâlî ile buluştu.

Hacdan sonra şeyhin ikamet ettiği Medine’ye gittiler. Bir iki kez daha görüştüğü şeyhi Muhammed el-Gâlî tarafından 1829 tarihinde halife tayin edilerek Batı Afrika’da irşad faaliyetiyle görevlendirildi. 

Yaşadığı bazı sıkıntıların ardından 1832 yılında önceki kaldığı Sokoto’ya tekrar geldi. Burada bir yandan tarikatı yaymaya çalışırken bir yandan da devlet idaresinde ve Sokoto ordularıyla savaşlara katılarak askerî konularda tecrübe kazandı. Bir müddet sonra da Ticânî hareketinin yaygınlaşmasının ancak fiilî cihadla mümkün olabileceği görüşüne vardı. Emîr’in ölümünden bir yıl kadar sonra, muhtemelen iç mücadelelerden uzaklaşmak ve cihad düşüncesini fiiliyata geçirmek için ailesiyle birlikte Sokoto’dan ayrılıp doğduğu topraklara doğru yola çıktı (1838). Sokoto’daki ikameti ona tarikatını yayma, yönetimde tecrübe sahibi olma, bölgedeki fakihlerin cihad ve İslâm devletinin teşkilatlanması üzerine yazdıklarını okuma imkânı sağladı.

el-Hâc Ömer, 1846 yılında yeni müritler edinmek ve Batı Afrika’da uyandırdığı tesiri görmek amacıyla Yukarı Senegal’deki Futa Toro’ya doğru yola çıktı. Senegal ile Gambia’yı dolaştı. Uğradığı yerlerde vaazlar vererek Müslümanları cihada çağırdığı gibi bölgedeki putperestleri de İslâm’a davet etti. Ömer’in bu seyahati Senegal’deki müstemlekeci Fransızları tedirgin etti. Ömer’in, Senegal müstemleke valisiyle görüşerek asayişi ihlal edecek davranışlardan kaçınacağına dair teminat vermesi Fransızların endişelerini giderdi.

Fransızlarla mücadele etme zamanının henüz gelmediğine inanan Ömer, önce Batı Afrika’nın putperest halkını Müslümanlaştırmayı, daha sonra da bir İslâm devleti kurmayı planlıyordu.

İki yıl kadar süren bu hazırlık döneminden sonra Eylül 1852’de fiilî cihada başladı. 1854 bir cihad yılı oldu. Nitekim el-Hâc Ömer, bir Bambara Krallığı olan Karta’yı mağlup ederek 11 Kasım 1854 tarihinde İslâm devletini kurdu. Yerel halkın aşırı tepkisine rağmen putları ve bazı tapınakları ortadan kaldırarak camiler inşa ettirdi ve İslâmî kuralları uygulamaya başladı.

Aynı yıl Fransızlar harekete geçti.  Halk ve yerli idarecileri Ömer’le birlikte Fransızlara karşı mücadele etmeye başladılar. Bu teşebbüs neticesinde bir ortak ordu oluşturulması kararlaştırıldıysa da bu düşünce yerel idarecilerin iktidarlarını kaybetme endişesi yüzünden gerçekleşmedi.

Orta Sudan ile Atlas Okyanusu arasında kalan, ticaret kervanlarının geçtiği bölgedeki Karta’yı ele geçirip yeniden bir İslâm devleti kuran el-Hâc Ömer’in Batı Afrika’da güçlü bir Müslüman lider olarak ortaya çıkması Fransızları endişelendirdi. Ömer’in varlığını hem sömürgelerinin geleceği hem de Hristiyan misyonerlerinin faaliyetleri açısından tehlikeli görüyorlardı.

Fransızlar, el-Hac Ömer’in gün geçtikçe artan nüfuzundan çekinip önlem alırken o da yeni hamleler peşindeydi. Bu bağlamda hazırladığı 25.000 kişilik bir ordu ile bugün Mali Cumhuriyeti’ne ait Medine yerleşim bölgesindeki Fransız Kalesi’ne saldırdı. Ancak Senegal valisinin emrindeki Fransız ordusu yardıma gelince oradan uzaklaşmak zorunda kaldı.

Bu cihad hareketleri sırasında 1856-1859 yılları arasında Fransız karakol ve müstahkem kalelerine hücum ederek zaman zaman başarılar elde etti. el-Hâc Ömer silah ve mühimmat alamayınca onların Senegal nehri boyunca kurdukları ticaret merkezlerine saldırdı. Fransız sömürgesinde bulunan Müslümanları isyana teşvik etti. Fransızlar da Senegal Nehri boyunca ileri karakollar kurdular ve Ömer’in muhaliflerine destek verdiler.

1857’den itibaren Müslümanların dinî kurumlarına müdahale etmeye başlayan Fransız valisi St. Louis de dinî eğitim iznini kısıtladı ve Fransız okullarına devam etme mecburiyeti getirdi. İslâmî hayata yapılan bu müdahaleden sonra Fransızları destekleyen bölgenin Müslüman idarecilerinden bir kısmı el-Hâc Ömer’in tarafına geçtiler.

el-Hâc Ömer’in gerçekleştirdiği başarının ardında, halkın Fransızlara karşı duyduğu hoşnutsuzluğun payı olmakla birlikte esas olarak Ticâniyye tarikatından kaynaklanan cihad ruhunun ve idaredeki aristokrasiye meydan vermemesinin etkili olduğu söylenebilir. Ayrıca yoğun şekilde köle ticaretinin yapıldığı bölgede kölelere hürriyet vadetmesi, özellikle putperestler arasında kendisine karşı teveccühün artmasını sağladı. Bu açıdan onun hareketi, Fransız sömürgeciliğine karşı Batı Afrika’nın hürriyet mücadelesi olarak da değerlendirildi.

el-Hâc Ömer’in, Batı Sudan’da bir İslâm devleti kurma düşüncesi hemen hemen gerçekleşmişti ki Yukarı Senegal’i kaplayan bu mücadele kalıcı bir teşkilatlanmaya dönüşemedi.

1863’te kendisine karşı geniş bir isyan hareketi başlatılınca el-Hâc Ömer, oğlu Ahmed’i Segu’da bırakarak isyanı bastırmak üzere ordularının başına geçti. Sekiz ay kadar süren bu mücadeleler sırasında en önemli adamlarını kaybetti. Bir mağaraya saklanarak yardım beklemek zorunda kaldı. Ancak mağaranın bulunduğu alan ateşe verilince el-Hâc Ömer, 14 Şubat 1864’te yanarak vefat etti.

Tüm bu olanlara rağmen el-Hâc Ömer’in kurduğu devlet, Fransızların 1893-1894 yıllarında bölgeyi ele geçirmesine kadar varlığını sürdürdü.

----------------0-----------

[1] Batı Afrika Ülkeleri:

Benin, Burkina Faso, Fildişi Kıyısı, Gambiya, Gana, Gine, Gine-Bissau, Liberya, Mali, Moritanya, Nijer, Nijerya, Senegal, Sierra Leone, Togo. (15)