Başkan Urgenç, memur ve emeklisinin alım gücünün düşmesinin temel nedeninin 2010 yılından beri memur ve emeklisini toplu sözleşme masasında savunamayan yetkili sendika olduğunu belirtti.
Memur ve emeklinin artık buna dur demesi gerektiğini savunan Urgenç, “Her geçen gün düşen alım gücümüzün yükseltilmesi için toplu sözleşmenin her yıl yapılması ve yetkili sendikanın Türkiye Kamu Sen’in olması şart olmuştur. Çalışan ve emekliler Türkiye Kamu Sen’in yetkili olduğu süreçteki alım güçleri ile şimdiki alım güçlerini göz önünde bulundurarak 2010 yılından beri yetkili olan sendikayı artık nadasa bırakmalıdır.” dedi.
“KAMU ÇALIŞANLARININ ALIM GÜCÜ ÜÇ AY İÇİNDE 2,5 PUAN GERİLEDİ”
Urgenç açıklamalarında şu ifadelere yer verdi; “TÜİK’in eylül ayına ilişkin açıkladığı enflasyon verilerine göre, geçtiğimiz ay mal ve hizmet fiyatları ortalama yüzde 3,23 oranında arttı. Yıllık enflasyon yüzde 33,29 olarak gerçekleşti. Yılın yalnızca temmuz, ağustos ve eylül aylarındaki enflasyon yüzde 7,5’e ulaşırken, temmuz ayında memur ve emeklilere verilen yüzde 5’lik maaş artışı daha ilk aylardan eriyip yok oldu. Resmî rakamlara göre dahi, kamu çalışanlarının alım gücü üç ay içinde 2,5 puan geriledi. Daha bugünden 2026 Ocak ayında yüzde 2.38 fark oluştu. Artık alışılagelmiş bir tabloyla karşı karşıyayız: Enflasyon hedefleri tutmuyor, maaşlar eriyor.”
“REFAH PAYI TALEBİMİZ HAYATİ BİR ZORUNLULUKTUR”
Artık hedeflerle değil, gerçeklerle hareket etmenin zamanı geldiğini vurgulayan Urgenç, “Bu nedenle; Refah payı talebimiz hayati bir zorunluluktur. Enflasyon farkı, ortaya çıktığı andan itibaren maaşlara yansıtılmalıdır. Seyyanen zamla destek sağlanarak kamuda farklı statüler arasında oluşan dengesizlik giderilmelidir. Ücret dengesizliği ve hızla eriyen maaşlarla bu yolun yürünemeyeceği açıktır. Önümüzdeki süreçte başlayacak Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu çalışmalarında, mutlaka memur ve emeklilere yönelik düzenlemelere yer verilmelidir. Türkiye Kamu-Sen olarak aylardır dile getirdiğimiz gibi, memurlarımıza öngörülen hayat pahalılığı ve gerçek enflasyon dikkate alınarak, alım gücünü yükseltecek gerçek maaş artışından başka çözüm yolu yoktur.”