25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında, HAK-İŞ Konfederasyonu tarafından 81 ilde meydanlara çıkıldı.
Bir araya gelen sendika üyeleri adına konuşan HAK-İŞ Sendika Komite Başkanı Nazlı Kale, “Kadınlar ve çocuklar başta olmak üzere dünyanın dört bir yanında zulme, işgale, ayrımcılığa ve her türden şiddete maruz bırakılan masumların sesi olmak için kadın–erkek hep birlikte buradayız. Kadın cinayetlerine, istismara, eşitsizliğe, ayrımcılığa, yoksulluğa ve güvencesizliğe karşı sesimizi yükseltiyoruz.” şeklinde konuştu.
“ŞİDDETİN VE ZULMÜN KARŞISINDAYIZ”
Kadına yönelik şiddetin en acımasız boyutunun, savaş ve çatışma ortamında görüldüğünü belirten Kale, “Dünya genelinde, özellikle Filistin/Gazze, Doğu Türkistan, Sudan, Yemen, Lübnan ve Myanmar gibi bölgelerde; savaş, işgal ve sistematik baskı politikalarının en ağır bedelini kadınlar ve çocuklar ödemektedir. Bu tablo, kadına yönelik şiddetin artık sadece bireysel bir suç değil, küresel bir insanlık krizine dönüştüğünü göstermektedir. HAK-İŞ Konfederasyonu olarak, Uluslararası kuruluşları; sivillerin korunması, kadınların güvenliği, yerinden edilenlerin korunması ve uluslararası hukukun eksiksiz uygulanması konusunda acil sorumluluk almaya çağırıyoruz.” ifadelerine yer verdi.
BİRLİKTE GÜÇLÜ, BİRLİKTE KARARLIYIZ.
TÜİK Kadına Yönelik Şiddet Araştırması’na göre kadınların, yaşamlarının herhangi bir döneminde yüzde 28,2’si psikolojik, yüzde 18,3’ü ekonomik ve yüzde 12,8’i fiziksel olarak şiddete maruz kaldığını vurgulayan Kale, “Boşanan kadınlarda bu oranlar çok daha yüksektir. Son 12 ayda kadınların yüzde 11,6’sı psikolojik, yüzde 3,7’si dijital, yüzde 3,1’i ısrarlı takibe ve yüzde 2,6’sı fiziksel şiddete uğramıştır. Bu veriler, ülkemizdeki şiddetin yaygınlığını ve acil müdahale gerekliliğini açıkça ortaya koymaktadır.” dedi.
TALEPLERİNİ SIRALADILAR
Kale, kadına yönelik şiddet ve tacizin önlenmesine yönelik önerilerini ise şu şekilde sıraladı;
1. Sendikal örgütlenme özgürlüğünü sınırlayan tüm engeller kaldırılmalıdır.
2. ILO C190 onaylanmalı ve toplu iş sözleşmelerine uyarlanması sağlanmalıdır.
3. İşyerlerinde “Şiddete Sıfır Tolerans Politikasının” hayata geçirilmelidir.
4. Kadın ve aile dostu işyerlerinin teşvik edilmelidir.
5. Eşit değerde işe eşit ücret için etkin kamu etkin denetim yapılmalıdır.
6. Kayıt dışılığın ve cinsiyete dayalı ücret açığının giderilmesi için sendikal örgütlenme güçlendirilmelidir.
7. Bakım yükünün toplumsal bir mesele olarak ivedilikle ele alınmalıdır.
8. Şiddet tehdidi altındaki çalışanlara tayin, fesih, esnek çalışma, izin ve yeniden işe alımda öncelik hakkı tanınmasını,
9. Yeni medya ve dijital platformlarda şiddeti özendiren, normalleştiren ve kadınları hedef alan içeriklere karşı etkin düzenlemeler yapılmalı; dijital mecralar denetlenerek çevrim içi şiddetle mücadele güçlendirilmelidir.
10. Hukuki düzenlemeler, toplumsal ahlâkı ve değerleri güçlendirecek şekilde güncellenmeli; şiddeti meşrulaştıran, teşvik eden veya cezasızlığı doğuran boşluklar ivedilikle giderilmelidir.
11. Kadına yönelik şiddet suçlarında cezalar caydırıcı şekilde artırılmalıdır.
12. Kadınların ve çocukların güvenle yaşayabileceği, aydınlatması, ulaşımı, kent planlaması ve sosyal donatılarıyla koruyucu-önleyici niteliği yüksek güvenli şehirler oluşturulmalıdır.
13. Kadın ve aile dostu işyerleri teşvik edilmeli; çalışma alanlarının sosyal, fiziksel ve yönetsel açıdan güvenli hâle getirilmesi için destek programları hayata geçirilmelidir.
14. İşyerlerinde sektör bazlı şiddet ve taciz risk analizi yapılmalı; sektörel şiddet araştırmalarının sonuçlarına göre bağlayıcı önlemler geliştirilmelidir.
15. Şiddete maruz kalan çalışanların hukuki, psikolojik ve sosyal destek mekanizmalarına hızlı erişimi sağlanmalı; işverenler bu süreçte etkin sorumluluk almalıdır.



