Başbakan Erdoğan`ın görevinden ayrılması gerektiğini ifade ederek Yüksek Seçim Kurulu?na (YSK) müracaat ettiklerini anımsatan Bahçeli, başvurunun reddedildiğini hatırlattı.
"Ana uçağıyla, baba uçağıyla, tesisler nerede açılacaksa, başka bir ifadeyle başbakanın şahsi propagandası hangi ilde yapılacaksa oraya kadar gidiliyor" diyen Bahçeli, Başbakanı devletin imkanlarını kullanmakla suçladı.
Adil ve eşit bir seçim süreci yaşanmadığına dikkati çeken Bahçeli şunları söyledi: "Uçakların inemeyeceği yer varsa helikopterle geliyor. Geldiği yerde arabalara biniyor, gürültü, patırtı, tantana. 5 bine yakın korumayla miting alanına geliyor.
1,5 saati aşkın konuşma yapıyor. Konuşmanın içeriği hep hakaret dolu. Aşağılama, itibarsızlaştırma ve toplumda birileri hakkında yanlış düşünmeye dayalı yalan dolan konuşma yapılıyor. Ramazan içinde, ya vilayet ya birileri iftar yemeği düzenliyor. Başbakan oraya katılıyor, orada da 1,5 saat konuşuyor.
Alışkın konuşmaya, ne konuştuğu önemli değil, orada da konuşuyor. Etti mi sana 3 saat. 17 yandaş televizyon var, sabahtan akşama kadar dizi gibi bunları tekrarlıyor. Yanında yanaşma televizyonlar var, korkudan onlar da veriyor. Bazı televizyonlar vermiyorsa o zaman, ya diyor ki `alo Fatih ya da alo Nermin.` Şimdi de kaçak İsmail çıktı. Bu nasıl bir ülkedir, yönetimdir? Böyle seçime giriyoruz."
Ak Parti`ye oy verenlere de seslenen Bahçeli, partilerin gelip geçici olduğunu ama bundan sonrada yüz yüze bakmak durumunda kalacaklarını ifade ederek şöyle devam etti: "Biraz ne olacağını düşünün. Her şeyi kömür, fasulye üzerinden hesap etmeyin.
17-25 Aralık`ın hesabını bizden önce sizler sorun. `Nedir bu 17 Aralık, 25 Aralık, bu evdeki 1 milyar dolar paralar` deyin. `Bu paraların sıfırlanması neyin nesidir, ayakkabı kutuları nereden çıktı` deyin. Hepimizde bir ayakkabı var ama Yalın ayak gezenlerimiz de var. Ayakkabı kutusunu saklayarak içini dolarla dolduran var mı?
Dün beraber oldunuz, 11 yıl iç içe beraber çalıştınız, şimdi kalkmışlar, paralel devlet zırvasıyla yaptıklarının üstünü örtmeye çalışıyorlar. Paralel devletin inine girecekmiş. Hadi gir, 4 polis müdürünün evine girmek başka bir şey, paralel devletin inine girmek başka bir şey.
Sen inine girmek için kimi görevlendirdiysen inin en sonuna varınca Recep Tayyip Erdoğan`ı görürsünüz. Dünyanın hakareti yapılıyor her gün televizyonlarda, paralel devletin hesabının sorulacağı söyleniyor.
Pensilvanya`da yaşayan bir insana çok büyük hakaretler oluyor. Hep bunun hesabı sorulacağı söyleniyor. Arkasından birinci dalga diyorlar, polis şeflerini müdürlerini alıyorlar.
Pensilvanya`da yaşayan Sayın Fethullah Gülen Beyfendi, bin uçağa gel Ankara`ya. De ki `Recep, geldim evladım. 11 yıldır beraberiz, ne yapmışsak haydi milletin huzurunda yüzleşelim, hesaplaşalım. Bakalım ne olacak` denildiğinde Esenboğa Havaalanı`na Fethullah Gülen Bey indiği gün Recep Tayyip Erdoğan`ın nereye gideceği meçhuldür.
Değerli vatandaşlarım Türkiye?de kamplaşma, kutuplaşma, cepheleşme gittikçe yaygınlaşmıştır. Gerilim stratejisi takip edilmiştir. Gerilim stratejisi iç çatışmayı körükleyecek şekilde akıllıca sürdürülmektedir.
Etnik temelli bölünme, mezhep temelli ayrışma ve bunun haricinde daha birçok yanlış olaylar üst üste gelmektedir. Oslo?dan başlayan müzakere süreci en son Diyarbakır çalıştayıyla Türkiye?yi bölünmeye getirmiştir.
Şimdi PKK diyor ki ya verdiğin sözleri yerine getireceksin ya da Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ne olacaksa olacak diye tehdit etmektedir. AKP, PKK, PYD, HDP işbirliği içerisinde seçimi nasıl kazanacaklarını hesap ediyorlar ve göstermelik adaylarla, yarışlarla birbirlerini tamamlamaya çalışıyorlar.? HABER: Alpaslan Körükcü
