Urgenç, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada kamu görevlilerinin maaş ve özlük haklarına ilişkin değerlendirmelerde bulunarak, emekli maaşlarının çalışan maaşlarına oranla ciddi şekilde gerilediğini vurguladı.
Çalışan bir memurun emekli olduğunda maaşının, geçmişte çalışan maaşının yaklaşık yüzde 75’i seviyesinde olduğunu hatırlatan Urgenç, 3600 ek göstergeyle bu oranın yüzde 90’a çıkmasının hedeflendiğini, ancak gelinen noktada emekli maaşlarının neredeyse çalışan maaşının yüzde 45’ine düştüğünü söyledi.
Bir öğretmenin yaş haddinden emekli olması durumunda alacağı emekli maaşının yaklaşık 34 bin TL civarında kaldığını belirten Başkan Urgenç, 18 bin liralık seyyanen zam, 14 bin liralık kariyer basamağı ödemeleri, ek ders ücretleri, hafta sonu sınav görevleri ve ek görevlerden elde edilen gelirlerin emekliliğe yansımamasının, kamu çalışanlarının emekli olmasını fiilen imkansız hale getirdiğini dile getirdi.
Bu tablonun sorumluluğunun, 2010 yılından bu yana etkisiz kalan sendikal yapıda olduğunu savunan Urgenç, “Yaklaşık 15 yıldır memur ve emekliyi yoksulluğa sürükleyen bu anlayıştan yetkiyi alma zamanı gelmiştir” ifadelerini kullandı.
Urgenç, enflasyon farkı aylık olarak ödenmeye devam etseydi, bugün memurların 22 bin 500 TL daha fazla gelir elde etmiş olacağını söyledi.
Eğitim ve öğretim tazminatının geçmişte asgari ücretin yüzde 100’ü seviyesinde olduğunu, fakat günümüzde bu oranın yüzde 23’e kadar gerilediğini belirtti.
Öğretmenlerin yer değişikliği ve çalışma koşullarına da değinen Urgenç, 2013 yılından bu yana sağlıklı şekilde işletilmeyen il içi sıra sisteminin çalışma barışını bozduğunu ve birçok öğretmeni taşrada çalışmaya mecbur bıraktığını ifade etti.
Açıklamasında çözüm önerilerine de yer veren Urgenç, görev yapan eğitim çalışanlarına zorunlu hizmet tazminatı ödenmesi, yol ve yemek ücretlerinin karşılanması gerektiğini ve kamu görevini yerine getiren memurun vergi ödeme uygulamasına son verilmesi çağrısında bulundu.
