Diz ekleminde menisküsler, bağlar ve eklem kapsülü önemli bir rol oynuyor. Diz eklerinin diğer eklemlerde olduğu gibi günlük aktiviteleri sürdürebilmesi için sağlıklı olması gerekiyor.
Fazla kilo, aşırı fiziksel aktivite, sürekli diz üzerinde iş yapma, sık sık diz çökme, kaslarda zayıflık, sert zeminde yapılan sporlar ve eşlik eden metabolik hastalıklar (diyabet, yüksek tansiyon, kan yağlarının yüksekliği) dizlerin yıpranmasına neden oluyor.
Dizlerin yıpranması ile meydana gelen ağrı önlem alınmazsa kalıcı hale gelerek hareket kısıtlılığı ile yaşam kalitesini düşürüyor.
Geceleri uyandıran ağrı, şişlik ve hareket kısıtlanması gibi sorunlar geliştiğinde mutlaka bir hekime başvurmak gerekiyor.
Acıbadem International Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Tuluhan Yunus Emre, “Dizden gelen her ağrı bir uyarı niteliği taşır. Ağrıyı hafife almak, geçer demek diz sağlığını kalıcı biçimde tehdit eder. Çünkü yıpranma başladığında süreç sessiz ama ilerleyicidir” dedi.
FAZLA KİLO EN BÜYÜK ETKEN
Diz yıpranmasının en büyük sebebinin “fazla kilo” olduğunun altını çizen Prof. Dr. Emre, “Her fazla kilo dize binen yükü katlar. Zamanla kıkırdak yüzeyleri aşınır, ağrı ve hareket kısıtlılığı kaçınılmaz hale gelir” ifadesinde bulundu.
AĞRI GECELERİ UYKUDAN UYANDIRABİLİYOR
Dizlerde yıpranma süreci; dizin kıkırdak doku kaybı, aşınma, menisküs yırtıkları, dizde eğrilik ve halk arasında kireçlenme olarak bilinen osteoartrit ve geceleri uyandıran ağrılara kadar gidebiliyor.
Kireçlenmenin halk arasında “paslanma” olarak düşünüldüğünü belirten Prof. Dr. Emre, “Gerçekte olan paslanma değil, eskimedir. Dizlerde yıpranma, diz eklemlerinin kıkırdak dokularının aşınması hatta kaybı. Diz ağrısı, dizden ses gelmesi, aşırı aktivite sonrasında geceleri uyandıran ağrı, dizin genellikle skoda bacak şeklini alması, dizin iç kısımlarının ağrısı ve hareket kısıtlılığının 90 dereceden fazla olmasıyla kendini belli etmektedir” dedi.
“KENDİLİĞİNDEN GEÇER” DİYEREK İHMAL ETMEYİN!
Dizlerde ağrı, hareket kısıtlılığı, merdivenleri inip çıkmada zorlanma, dizleri otururken bükülü tutmakta güçlük çekme, uçakta bacakları diğer koltuk altına uzatma ihtiyacı, hareket esnasında ağrılı ses gelmesi, namaz kılar pozisyonda oturamama, geceleri uyandıran ağrı, şekil bozukluğu, dizde güvensizlik, takılma, kilitlenme ve şişlik gibi belirtilerde bir Ortopedi hekimine görünmek gerekiyor.
Bu belirtiler fark edildiğinde kendiliğinden geçer deyip ihmal etmemek gerekiyor. Aksi halde sorun daha da ilerleyerek kalıcı hale gelebiliyor.
EVDE ALINABİLECEK ÖNLEMLER
Diz ağrısını geçirmek için uygulanacak yöntemler, altta yatan nedene ve ağrının şiddetine göre değişiklik gösteriyor.
Kronik ya da ciddi durumlarda profesyonel tedavi gerekmekle birlikte hafif rahatsızlıklarda hekimin önerisiyle evde uygulanabilecek yöntemler hastaya fayda sağlayabiliyor.
Bu yöntemlerin başında istirahat ve dizi zorlayan aktivitelerden kaçınmak yer alıyor. Günde birkaç kez 15-20 dakikalık buz kompresi ile ya da bandaj kullanımı ağrıyı hafifletiyor.
Diz ağrısı yaşayanlara kas dengesizliklerini düzeltmeye yönelik egzersiz programları ve ortopedik tabanlıklar veya uygun spor ayakkabılar tavsiye edilebiliyor. Ayrıca doktor önerisiyle steroid içermeyen antienflamatuar ilaçlar da ağrının azalmasına yardımcı oluyor.
EN ÖNEMLİ TEDAVİ YIPRANMAYI ÖNLEMEK
Diz yıpranmalarında en etkili tedavinin sürecin başlamadan önlenmesi olduğunu vurgulayan Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Tuluhan Yunus Emre, “Erken teşhis, doğru egzersiz ve kilo kontrolü diz sağlığını korumanın temel adımlarını oluşturur. Bu önlemler alınmadığında ağrı kalıcı hale gelir, hareket kısıtlanır ve yaşam kalitesi düşer” sözleriyle uyarıda bulunuyor.
DİZ PROTEZLERİNİN ÖMRÜ UZUN YILLAR SÜRÜYOR
Dizlerde artrit yani eklemlerde iltihap varsa veya bir travmadan sonra iyileşme sürecindeyse kasları güçlendirmek için bazı hastalara fizik tedavi öneriliyor.
Diz ağrısı olan çoğu hastada ameliyata ihtiyaç duyulmuyor. Ancak, ağrı şiddetliyse ve diğer tedaviler işe yaramadıysa, hasarlı bir bağ, kemik kırığı veya şiddetli artrit varsa ameliyata başvurulabiliyor.
Prof. Dr. Emre, “Dizlerdeki ağrı ve diğer semptomların ayakta durma, yürüme ile diğer hareket etme yeteneğini büyük ölçüde etkilediği durumlarda diz protezi gerekebiliyor. Diz protezleri yaşam kalitesinin artmasını sağlıyor. Diz artrozu olup protez ihtiyacı olmasına rağmen ameliyatı 5-10 yıl geciktirmek, ne kadar geç olursa o kadar iyi olacağını düşünmek doğru bir yaklaşım değildir. Günümüzde son teknolojiler sayesinde diz protezleri uzun yıllar aşınmadan kullanılabilmektedir. Unutmayalım ki dizlerimize 60 yaşında iken 70 yaşından daha fazla ihtiyacımız olacaktır”




