EDEBALİCE

Yüz yılın en büyük depremini yaşadık, 6 Şubat günü, merkez üstü Kahramanmaraş odaklı.

Bütün millet seferber oldu, tıpkı Kurtuluş Savaşı yıllarında olduğu gibi. Birkaç saat içerisinde deprem bölgesindeydik. Pek çoğu dar imkanları ile iaşe yardımı yaptı. Birçoğu bölgede kurtarma çalışmalarına katıldı.

Yirmi günden fazla süredir enkaz altından depremzede kurtarıldı. Bu arada birçok ülke de hem kurtarma hem de iaşe yardımı yaptı. Bu Türkiye’nin saygınlığını gösteren bir durumdur.

Biz, millet olarak bunu en büyüğünü Kurtuluş Savaşı’nda da yaşamıştık. Yokluk içerisinde, özellikle Mustafa Kemal Paşa’nın, Başkomutan olmasında hemen sonra uygulamaya koyduğu “Tekalif-i Milliye” adı verilen seferberlik ile, iki kez yaşamıştık. Birisi Sakarya Savaşı öncesi, Kütahya- Eskişehir- Afyon Muhabereleri sonucu Yunan’a karşı yenildiğimiz savaş sonrası, diğeri Büyük Taarruz öncesi, son darbeyi vurmak için.

O yılları Alptekin Müderrisoğlu’nun “Kurtuluş Savaşının Mali Kaynakları” adlı esrinde şu şekilde açıklamaktadır:

“TEKÂLİFİ MİLLİYE UYGULAMALARI

“Türk Ordusunun, 1921 yılı Temmuz’unda Kütahya-Eskişehir Muharebeleri sonucu birçok şehir ve toprakları düşmana terk ederek Sakarya'nın doğusuna çekilmesi, büyük sarsıntılara yol açmıştı. Yunanların yeniden büyük bir taarruzun hazırlıklarına girmeleri üzerine, Anadolu'nun kaderini belirleyecek savunmanın her türlü sorumluluğunu omuzlarına alan Mustafa Kemal Paşa, kanun kuvvetinde emirler verme yetkisine sahip olarak, 5 Ağustos 1921 günü Başkomutan seçilmişti.

“Mustafa Kemal Paşa, Başkomutanlık Kanununun kabul edilmesinden iki gün sonra kanun kuvvetinde emirler verme yetkisini kullanmaya başlamıştı. 7 ve 8 Ağustos 1921 günleri çıkarılan Tekâlifi Milliye Emirleri uygulamalarına ve Sakarya Meydan Muharebesinin kazanılmasında oynadığı büyük role ayrıntıları ile değinmiştir. Bu bölümde, Sakarya zaferinden sonraki büyük hazırlık dönemindeki Tekâlifi Milliye uygulamalarını incelemeye çalışacağız.

“Hatırlanacağı üzere, Tekâlifi Milliye Emirlerinin ilki ile Tekâlifi Milliye Komisyonları kurulmuş; 2 nolu emirle, her evin bir kat çamaşır, bir çift çorap, bir çift çarık hazırlayarak teslim etmesi istenmişti. 3 No.lu emirle halkın ve tüccarın elinde bulunan giyim ve koşum eşyaları imaline yarar malların % 40'ını; 4 No.lu emirle mevcut tahıl, kuru sebze, kasaplık hayvan, şeker, yağ ve benzeri iaşe malları stoklarının % 40'ına el konuluyordu. 5 No.lu emirle halkın elindeki her çeşit taşıt aracıyla ayda bir defa olmak ve 100 kilometreyi geçmemek şartıyla orduya ait malzemeyi parasız taşıması isteniyordu. Tekâlifi Milliye Emirlerinin geniş halk kitlelerini ilgilendiren ve yaygın uygulamalara sahne olanlarını, ilk 5 emir teşkil etmektedir.

“Öteki Tekâlifi Milliye Emirlerine gelince; 6 No.lu emirle ülkeyi terk etmiş olanların ordu ihtiyacına yarayacak mallarına el konuldu; 7 No.lu emirle halkın elinde bulunan silah ve cephane istenildi; 8 No.lu emirle otomobil, kamyon ve telefonla ilgili malzemelerin % 40'ına, 10 No.lu emirle de halka bırakılmış olan taşıt araçlarının % 20'sine el konuldu. 9 No.lu emir, savaş araç ve gereçleri imal ve tamirinde yararlanılabilecek esnaf ve zanaatkarları görevlendirmekteydi.

“Görülüyor ki Tekâlifi Milliye Komisyonlarının kurulmasını öngören 1 No.lu emir dışta bırakılırsa, yalnızca 5 ve 9 No.lu emirler sürekli yükümlülükler getirmektedir. Öteki emirlerin yükümlülükleri bir defa da yerine getirilince yükümlülük ortadan kalkmaktadır. Sakarya Zaferinden sonra, geçici yükümlülüklerini yerine getirmemiş olanlarla ve sürekli yükümlülüklerle ilgili olarak 30'a yakın genel emirler yayınlanmıştır. Bu genel emirler yeni yükümlülükler getirmemekte, 7 ve 8 Ağustos 1921 günleri Başkomutan tarafından çıkarılan 10 adet Tekâlifi Milliye Emirlerinin uygulamalarına ışık tutacak açıklamaları ihtiva etmektedir. Başkomutan Mustafa Kemal Paşa'nın görev ve yetkileri, Sakarya'dan sonra Büyük Zafere kadar 31 Ekim 1921, 4 Şubat 1922, 6 Mayıs 1922 günlerinde üçer ay uzatılmıştır.

(…)

Sakarya Meydan Muharebesi bittiği zaman; bir kısmı cephe gerisindeki menzil hatlarında depolanmış, bir kısmı cepheye ulaşmak üzere yolda ve bir kısmı da Tekâlifi Milliye Komisyonları tarafından toplanmış fakat yola çıkarılmamış durumda büyük bir iaşe malları stoku mevcuttu. Hasat mevsiminin içinde bulunulması, iaşe mallarına ilişkin Tekalifi Milliye Emirlerinin uygulanmasını kolaylaştırıyordu. Hasat mevsimi sona erdiği zaman, ordu emrindeki iaşe malları stoku, orduyu uzun süre besleyecek çokluğa ulaşmıştı. Ulaşım kolları bu malları, Başkomutanlık Karargahı tarafından tespit edilen yerlere gece gündüz taşımaktaydı.”