Prof. Dr. İlber Ortaylı, sosyal medya hesabından Kapadokya’dan bir fotoğraf karesi paylaşarak, bölge ile ilgili gözlemlerini anlattı.
Paylaşımında ilk kez 62 yıl önce Kapadokya bölgesine ayak bastığını anlatan Ortaylı, “1963 Nisanında bundan 62 yıl önce eğitim amaçlı gezilere katıldım. Konaklama imkânımız olmadığı için Alacahöyük, Boğazköy’e, Göreme’ye, Gordion’a, Konya’ya gittik. O zamanın Konya’sını görmek büyük bir şanstı.” dedi.
“KAYA KİLİSELERİ, MANASTIRLAR HEPİMİZİ BÜYÜLEDİ”
Gezilerinde asıl büyük kazancın Göreme olduğunu belirten Ortaylı, “Aksaray kavşağından sonra şose yolla ulaşılan Ürgüp ve Göreme’nin bizim literatürden tanıdığımız bacaları vardı ama mekteplerde bacaların dışında en hafif bir bilgi verilmeyen kaya kiliseleri, manastırlar hepimizi büyülemişti. Nevşehir ve Ürgüp Selçuklu medeniyetinin, Bizans’ın kaynaştığı yerlerdi.” diye konuştu.
“KAPADOKYA’NIN TARİHİ ANADOLU’YA IŞIK TUTUYOR”
Kapadokya’yı o yıllardan itibaren çalışkan insanların bölgesi olarak niteleyen Ortaylı, şu ifadelere yer verdi: “Nevşehir, Türkiye’nin en büyük kamyon filosuna sahipti. Kayaların içindeki depolar birtakım sebze ve meyvenin depolanıp uygun bir mevsimde yüksek fiyata satılmasına müsaade ederek bir servet getiriyordu. Haklarıdır. Bölgenin çocukları cin gibiydi. Her aileden birkaç kişinin bürokrat olması ananeydi. Yavaş yavaş Avanos’un klasik çanak çömlek üretimi bugün seramiğe dönüştü. Bugün Kapadokya artık otellerin ve seramik atölyelerinin bulunduğu bir bölge haline geldi. Fakat burada bir sınırlama gerekiyor. Fazla tabela var. Otel sayılarını da bölgelere sınırlamak gerekiyor. Bölgenin insanı ilk anda çokbilmiş bir girişimcilikle dağa tepeye otel yapmaya kalktı. Bugün bunun kontrol altına alınmasına çalışılıyor. Bu bölgenin tarihi Anadolu’ya ışık tutuyor. Korumamız lazım.”
