“Mısır'ın fethinden sonra esir Memlük kumandanlarından

 Kayıtbay, Yavuz Sultan Selim'in huzuruna getirilmişti. Aralarında şöyle bir konuşma geçti:

"Söyle bakalım Kayıtbay, cesaret ve kahramanlığın ne işe yaradı?"

"Cesaret ve kahramanlığım hâlâ var ey Sultan! Yalnız, bize ne yaptıysa ordunuzdaki toplar yaptı!"

"Anlamadım!"

"Berberilerden biri, Venedik'ten top getirerek bize satmak istemişti de, Peygamberimizin,  'Ok ve kılıç kullanın şeklindeki emrine aykırıdır.’ diye satın almamıştık. O satıcı bize,

‘Yaşayan görecektir ki, memleketiniz top yüzünden elinizden çıkacaktır.' demişti.

‘Meğer doğruyu söylemiş!"  

"Din kaidelerine böylesine bağlı idiniz de, Allah'ın, 'Düşmanın silahına aynı silahla karşılık veriniz' emrine neden uymadınız? Bilmez misiniz ki, 'Ok ve kılıç kullanın.' demek

 'Başka silah kullanmayın.' demek değildir. O zaman o silahlar varmış, şimdi de bu silahlar var!"

Kayıtbay başını önüne eğdi ve sustu.” (Osmanlı’dan Hikayeler, Haz. Cuma Vural)

Tarihteki savaşların sonuçlarını incelerseniz, teknolojiyi en iyi kullanan ordular savaşı kazanan taraf olmuştur.  Allah çalışana verir. Çalışan kazanır.

Bu Allah'ın sünnetidir.

Peygamberimizin ( SAV);

“Düşmanın silahı ile silahlanınız.” Buyruğunu unutmamalıyız.

Osmanlı, 1918 yılında Yemen, Hicaz, Filistin, Ürdün,

Lübnan, Bahreyn, Suriye, Irak topraklarını bırakmak zorunda kaldı. Nedenini biliyorsunuz.

O topraklar, hiç yaşamadıkları “huzur ve güveni” yaşadılar. Ne zaman ki Osmanlı o topraklardan çekildi, huzur da gitti, güven de bitti.

Doğru dürüst bir devlet bile kuramadılar. Düşmanın silahı ile silahlanamadılar.

Bugün bu topraklarda

“siyah altın” denen petrol fışkırıyor. Yazık ki bu petrolü kendileri bile çıkaramıyor. Zengin Batılı ülkeler çıkarıyor.

Bilim yok, fen yok!..

Teknolojiyi, Batılıların izin verdikleri kadarını kullanabiliyorlar.

Kimisi açken kimisi lüks içinde yaşıyor.

Bir gün petrolün biteceğini düşünmüyorlar. Geleceğe yatırım yapmıyorlar.

1918’de Osmanlı o toprakları bıraktıktan sonra 1948

 yılına kadar neredeydiniz de bir devlet kuramadınız. Düzenli bir ordu oluşturmadınız. Bol para verdiler diye; evlerinizi, topraklarınızı sattınız.

Tabi ki dedelerinin yaptıkları hatayı, torunlarının çekmesi hoş değil!..

Belli ki İsrail “yok etmecesine” katliam yapıyor.

Netanyahu; “Geçmişte çocuk diye yok etmediklerimiz, bugün terörist diye karşımıza çıkmaktadır.” diye çocukları katletmesine gerekçe buluyor.

Bu, onun, “katil olduğu” gerçeğini değiştiremez.

Filistin'e yardım etmeliyiz, Arap Ülkeleri etmese bile!

Filistin'e yardım etmeliyiz, Müslüman oldukları için!

Filistin'e yardım etmeliyiz, insan oldukları için!

Filistin'e yardım etmeliyiz, sıra bize gelmeden önce, ortalıkta saçma sapan haritalar dolaşırken!

Filistin'e yardım etmeliyiz!