Biz iletişim kurmayı bilmiyoruz aslında.  Davam, insanın kendisi olduğu için iletişim ilgimi hep çekmiştir. Nitekim iletişimin sağlanamadığı bir anımız yok. Öyle ki kısa bir süre yazmayı bıraktım, insan ve ilişkilerini gözlemlemek adına. Ancak şunu diyebilirim ki iletişim sadece konuşmaktan ibaret değil.  Birkaç yıl önce bir dergide Batılı bir düşünür, iletişimde gerçekle kurguyu birbirinden ayırt etmek oldukça zor” minvalinde bir söz etmişti. Okurken şaşırmamıştım. Geçen yılın üstünden hâlâ aynı minval. Ve gerçekten çok haklı tezinde. İnsan gerçekte hangi kimlikle iletişim sağladığının farkında hiç değil. 

Oysa iletişim, insan davranışlarının net bir şekilde yansımasını sağlayan temel bir kurgunun öğesidir. İki insan birbirinin farkına vardığı andan itibaren iletişim başlar. Tüm bedensel ahvali içinde bunu anlayamamak mümkün değil. Bizim başkalarını, başkalarının da bizi anlamasını yarayan bir süreçten bahsediyorum. Özellikle belirtmeliyim ki iletişim kurarken ne söylediğimizden ziyade söylemek istediklerimizi nasıl ifade ettiğimizin önemini aksetmek birincil görev olmalı. Başka bir deyişle üslup, iletişim tarzımızın belirleyici unsurudur. İşte iletişimin kimliği şu kilit noktayla daha anlaşılır. Üslubu es geçmek iletişimin değerlendirilmesindeki asıl amacın akışını bozacaktır. Çünkü anlamların paylaşılma süreci üsluptan geçmektedir.

Ve iyi bir iletişimin insan hayatına getirileri;

Kendini tanıma ve karşındakini tanıma

İletişim kurma ve iletişim sürecini anlama

Empati sağlama, bu noktada açık olmak, dili doğru kullanmak

Problem giderme, İşlerin akışının hızlanması

Dinleme algısı, hepimizin mustarip olduğu bir konu ki insanlar iletişim kurarken karşındaki insanı dinlemeyi alışkanlık haline getirebiliyor, doğru iletişimle.

Ve böylelikle mesajlar hedef kitlede.

İnsanların en başta gelen ihtiyaçlarından biri anlaşılmaktır. Nitekim iletişim önemli! Hayatın anlamı, insanın varoluş nedeni, hayatta kalmak güdüsü… Hepsi ve daha fazlası kurgunun ardına gizleniyor, farkına varmadan.

İletişimsizlikte kayboluyor insan…

Yazmak, konuşmak fuzuli hale geliyor, bir süre sonra.

Cehalet, ölüm, öfke, yanlış anlaşılma, evlilikler, boşanmalar, katliamlar vs. birçok şeyin hayatımızda anlamlandırılmamasına maruz kalıyoruz.

Bunlar kurgu değil, gerçeğin kendisi, bir toplum için yanlış iletişim felaket.

Göknur ORAL