EDEBALİCE

Savaşlar, ekonomik bunalım, kölelik, cinayetler, katliamlar hemen her toplumda travma oluşturmuştur. Özellikle gençler arsında inanç sorunu ortaya çıkarmıştır. Deist ve ateist düşünce şiddetle yayılmaktadır. 

Kadına şiddet, cinsel istismar özellikle genç zihinlerde bunalıma ulaşacak boyuta varmıştır. 

Henüz 18 yaşındaki Nazan Sarı’nın endişeleri, “genç beyninde” oluşan endişeyi şu şekilde dile getirmektedir:

“İnsan psikolojisi, hızlıca bozulabilen duygusal ve zihinsel bir unsurdur.

Bilinçli bir insanın psikolojisini koruması için çoğunlukla dış etkenlerden etkilenmemesi gerek. Dış etkenlere karşı bir kalkanı olması ve kafasında kuruntu yapmaması gerek. 

Psikolojimizi yönlendirmek zordur. Belki insan ağır şeyler atlatmış olabilirler. Bu belki bir “en yakınımızın ölümü” veya “bir kızı en aşağılık gibi hissettiren tecavüzler…”   

İnsan belki de kendi yaşadığından çok masumken dışarıdan böyle anlaşılmayınca kendini ifade edemeyip içine kapanmak, psikolojimizi en çok da bu zedeler. 

Kötü şeyler yaşamış bir insanın hayata karşı korkusu artmaktadır. Bu korkuları yenebilmek için kendini en yakınında hissettiği kişilerin ona inanıp, onun yanında olup, kötü unsurları yenebilmesine yardımcı olduğunda psikolojisi düzelir, hem de ona bağlanır. Zaten psikolojik tedaviler bunun için değil midir? 

@ @ @

16 yaşındaki Semanur Alan ise 5 yaşındaki bir çocuk gözüyle “Umut Çilek İstiyor!” adlı, “A.Kalemler” dergisinin Kasım – Aralık sayısında yayınlanacak öyküsünde “gençliğin endişesini” bir başka boyuta taşımıştır. İlginç bulduğumuz bu öyküyü yayınlanmadan okuyucularımızın okumasını uygun bulduk:

@ @ @

Beş yaşında erkek çocuğu olan Umut, evinde, salonun ortasında, dizlerinin üstüne çökmüş oturuyordu. Bir kış günüydü, kar daha yağmamıştı ama hava karın geleceğini haber veriyormuş gibi soğuktu. Umut soğuk olduğunu açık kapıdan hissediyordu, üşüyordu. Babası evden çıkarken kapıyı kapatmamıştı. Bir anda nereye gitmişti babası? Yoksa kapıyı kapatmayı unutmuş muydu, Umut’un bazen oyuncaklarını toplamayı unuttuğu gibi? 

Umut yerde yatan annesine baktı, gözleri kapalıydı. Uyuyor muydu acaba? Umut onun uyanmasını bekliyordu. Kapı açıktı, üşüyordu. Acaba annesi de kendisi gibi üşüyor muydu? 

‘’Anne?’’ diye seslendi, Umut devam etti:

‘’Anne uyan, burada uyumamalısın.’’ 

Annesi o kadar derin uyuyordu ki Umut’u duymuyordu. 

Umut yavaşça ayağa kalktı ve yukarı kata, anne ve babasının odasına çıktı. Kapı aralıktı, tamamen kapıyı açtığı zaman odanın darmadağın olduğunu gördü. Annesi odasını toplamayı unutmuş muydu? Unutmaması gerekmiyor muydu? Umut odasını toplamayı unuttuğu zaman annesi hep ona kızardı. Şimdi sıra ondaydı. Umut annesi uyanınca ona odasını toplamadığı için kızacaktı. 

Yatağın üstündeki beyaz battaniyeyi aldı ve aşağıya, annesinin yanına indi. Annesine baktı ve tekrardan;

‘’Anne?’’ diye seslendi, ‘’Uyandın mı?’’ diye de ekledi. Annesinden ses çıkmıyor.

İç çekti Umut, ev çok sessizdi, sessizlik sıkıcıydı. Acaba babası ne zaman eve gelecekti? Annesinin üstüne battaniyeyi serdikten sonra televizyon izleyebilirdi. Önce kapıyı kapatmaya gitti, kapatacağı an kapının önünde, yerde duran bıçağı gördü. Bıçağa doğru eğilince, keskin tarafında kırmızı bir sıvı gördü. Reçele benziyordu, en sevdiği reçele, çilek reçeline. Bıçağı eline alarak;

‘’Kim kapının önünde çilek reçeli yedi acaba?’’ diye sordu kendi kendine. Ardından;

‘’Annem yorgun, bıçağı mutfağa ben götürebilirim.’’ diyerek içeriye girdi. Kapıyı kapattı ve annesinin yanından geçerek mutfağa girdi. Tezgâha yaklaştı, zar zorda olsa bıçağı tezgâhın üstüne koydu. Umut’un boyu kısaydı, daha kendi başına salıncağa bile binemiyordu. Parktaki çocuklar ona hep gülüyordu, iyi ki onu bu şekilde görmemişlerdi. 

Geri annesinin yanına döndüğü zaman üstüne serdiği battaniyenin renginin değiştiğini gördü. Önceki battaniyesi beyazdı, şimdiki kırmızıydı. Güldü;

‘’Anne, uyanık olduğunu biliyorum.’’ dedi. Hızla yanına gitti ve dizlerinin üstüne oturarak annesinin yanağıyla oynadı.

‘’Hadi kalk.’’ dedi. Ona baktı:

‘’Anne bunu nasıl yaptın?’’ 

@ @ @

Öykünün devamı cumartesi günü yayınlanacaktır.