Eğitim içeriden göründüğü gibi kolay değildir.

Sabır, hoşgörü ve tecrübe ister.

Sınıf öğretmenliği ile branş öğretmenlerimiz pedagojik, Alan eğitimi almalarına rağmen bazen dayanamayarak ,çocukların eğitiminde: bazılarının şiddet e başvurduklarını duyuyoruz , gözlemliyoruz.

Bizlerde görev yaptığımız her okul ve kurumda neleri gördük, neleri yaşadık.

Belki yaramazlık yapanların tamamına dayak atmak yolunu seçmedik, kulak çekmek, uyarıları yapmak suretiyle,"Veli, okul, çevre"üçgeni doğrultusunda, Anayasa,kanun, yönetmelikler e titizlikle uyarak,başarılar gösterdik, ödülleri aldık bazende eğitim müfettişleri tarafından ikazları İlk yıllar da aldık.

Baş öğretmen, uzman öğretmen, idareci olduk.

Sonunda emeklilik hayatı ile anılarımızı yazıyoruz, konuşuyoruz.

Öğretmen emekli olamaz.

Her yerde, her ortamda idarecilik dönemlerinde nazik, bazen de stresi yaşamadık mı?

Şiddet disiplin kurulu başkanı ve üyesi Olarak cezaları verdik, yazılı ailelerin de eğitilmesi yolunda gayretler gösterdik.

Eğitimci bir ailenin torunu Olarak Rahmetli Ömer Güneş dedemizin ve babamın babaannemin, amca, hala, arkadaşlarımızın hayat kesitlerin den hatıralarını anlattık.

Sevgi ve hoşgörüye dayalı eğitimi benimsedik, çocuklarımıza, torunlarımıza da, öğrencilerimize de bunu aşıladık...

Şimdi ulusal ve yerel medyadan okuyoruz, duyuyoruz.

Her bakan geldiğinde durmadan değişen bir eğitim sisteminin zararlarını toplumsal olarak çekiyoruz...

Kılık kıyafet, disiplin yönetmelikleri, değişen sık sık müfredat ve eskiye dönüş yolunda 9 yeni ders daha konulacak bakalım İnşallah düzelir eğitim sistemimiz...

Yeni bazı eğitimciler ne yapıyor?

Milli eğitimde durmadan değişen kanun ve uygulamaları okuyoruz.

Bazı okullar ve kurumlara gittiğimizde;

Sizin zamanınız da daha güzeldi öğrenci, Veli, çevre ve disiplin olayları diyorlar.

Çıkan yeni yasalarda öğrenci, Veli ve çevresel faktörler yetenekleri doğrultusunda bir uygulama yapılıyor.

Ya öğrenen ol, ya da öğreten.

Cenabı Allah’ın,

İnsanoğlunun doğuşunda ki yaşadığı mucize ne güzel.

Her yaş, her okul dönemi başka tecrübeler ile dolu...

İçinde yaşadığımız toplum son zamanlarda iyice birbirlerine karşı en ufak olaylarda bile tolerans göstermeden hemen şiddet göstermektedir.

Trafik de, pazarda, iş yerlerinde...

Bunun sebepleri arasında ekonomik sıkıntı, kullanılan ilaçlar, pandemik dönem.

Bazı TV dizileri, okunan kitaplar, uygulanan yanlış komşuluk ilişkileri vb. sayabiliriz...

Evlerimiz kitap okumaya elverişli olmayabilir belki,ama kütüphaneler, kıraathaneler inanın hepimizi bekliyor.

Kitap pahalı olabilir alamayabiliriz belki ama ödünç vermek kampanyaları düzenlemek gerekiyor.

Para her şeyin anahtarı mı?

Hayır...

Eğitim ve sosyal sorumluluk projeleri yapılması gerekir.

Üniversitelerimizin, Belediyeler, STK temsilcilerinin bu konuda daha aktif olmalı diye düşünüyoruz...

Yeni bir miladi yıl bitmesine az kaldı.

Dünyadaki Savaş, şiddet olaylarının son bulması gerekiyor...

Dünya ülkelerinin liderinin ortak akılla hareket etmeleri gerekiyor.

Sağlıklı huzurlu nice günleri eğitimler ile, diyaloglar ile gerçekleştirirken,

Yönetici konumunda olanlara tavsiyemiz;

Birleştirici, üretici olmalı, okumak ve paylaşmak için de hep birlikte hareket etmeliyiz diyorum.

Herşey gönlünüzce olsun.