Uzun zamandır çalışmalarının devam ettiğini bildiğim, takip ettiğim ve nihayet dün keyifle –eksiklerine rağmen- tamamlanmış olduğunu gördüğüm Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesince hayata geçirilen “Yaşayan Miras Müzesi” Nevşehir’de oldukça önemli bir eksiği gidermiş oldu.

   Bir bölgenin değeri, somut olan ve olmayan kültürel değerlere nasıl baktığı ile orantılıdır. Özellikle 1960’lı yıllardan itibaren bölgemizde tarihi dokunun korunmasına, turizme kazandırılmasına ve hak ettiği değerin verilmesine yönelik çabalar hızla arttı. Bu sevindirici gelişmeye paralel olarak da Kapadokya sınırları içerisindeki tüm yerleşim birimlerinde, kültürel envanterlerin çıkarılması, koruma amaçlı planların hayata geçirilmesi, dereceli sit alanlarının tespiti önemli gelişmeler olmuştur.

    Buna rağmen ne yazık ki talan edilen tarihi binalar, bakımsızlıktan yıkılmaya yüz tutmuş kültürel miras çerçevesindeki yapılar, sit alanlarındaki beton yığınları da büyük bir çelişki oluşturmaktadır.

     Kapadokya gibi dünya kültürel miras kapsamında olan yerlerde hiçbir çalışma “hasbelkader” olamaz, “Yaptık oldu” denilemez, “bu kez de böyle olsun” mantığı kabul edilemez.

   Bu nedenle atılan her adımın onlarca kez düşünülerek atılması, gelecekten ödünç alınan bu bölge için son derece önemlidir.

   Bu nedenle “miras” sözcüğünü kullanmaktan özenle kaçınıyorum. Çünkü yemeye son derece müsaittir miras.

   Eğer gerçekten korunmak isteniyor ve gerekiyorsa işte yukarda birinci paragrafta bahsettiğim şekilde olmalı bu. Herkesin gözü önüne serilmeli, herkes yararlanmalı, bilmeli ve sahip çıkmalı. Taşınmaz mirasların tek tek yok olmaya yüz tuttuğu bir ortamda hiç değilse kültürel değerleri bir çatı altında toplayalım düşüncesiyle hareket eden bir avuç insanın yüz akı olmuş bu proje.

    İlla ki bir şeyin ortaya çıkmasında emeği olan pek çok kişi, kurum ve kuruluş vardır ama “elini taşın altına sokan” her zaman bir ya da birkaç kişidir. İşte Avanos’ta Dr. Hacı Nuri Bey Konağı olarak bilinen ve bölgenin en güzel konaklarından biri olan evi, Kapadokya ve Anadolu kültürü ile şekillendiren ve buna öncü olan; Başta Avanos Belediye Başkanı öğrencim Celal Alper İbaş’a,  Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi öğretim Görevlisi değerli dostum Doç. Dr. Adem Öğer olmak üzere katkı sağlayan herkese teşekkür ediyorum.  

    Kültürel Miras Müzesi’ni şu an çok daha değerli kılan başka bir özellik ise. Müzede görev alan ve bu işi “gönül işi” olarak kabullenmiş, her odada ayrı bir gösteri ile sizleri ağırlayan üniversite öğrencileri. Pırıl pırıl gençler size her odada Anadolu’nun bir zenginliğini gösteriyor hem de bunu yaşatarak. Canlı canlı.

    Ben detaylara girip işinizi kolaylaştırmak istemiyorum. Yapmanız gereken tek şey yolunuz Avanos’a düşerse mutlaka ama mutlaka Kültürel miras Müzesi’ni görün derim.