Derinkuyu Nevşehir’in güneye açılan kara yolunda ve il merkezine 30 km mesafededir. Köyleri itibariyle en az köye sahiptir. Vaktiyle Nevşehir merkeze bağlı Kaymaklı beldesi, Niğde’ye bağlı Orhanlı beldesi ve Ağcaşar köyü de Derinkuyu’ya bağlıydı.

Derinkuyu ve Kaymaklı 1960’a doğru ilçe olmak için birbirlerine rakip haline geldiler. Derinkuyu ilçe olmadan Kaymaklı Derinkuyu’dan ayrıldı.

Orhanlı beldesi ise Derinkuyu ile aralarında baş gösteren sınır çatışmaları sebebiyle Niğde’ye bağlandı. Ağcaşar’ın Derinkuyu’dan neden ayrıldığını ise bilemiyoruz. Halbuki Ağcaşar halkı Derinkuyu’nun ilçe oluşu törenlerine katılmış ve Kuyulutatlar, Kerlah (Güneyce şimdiki adı), Doğala, Suvermez, Yazıhöyük ve Mazı köyleri birer koç, Til 2 dana, Çakıllı 1 dana kurban olarak kesmişlerdir. O yıllarda Mazı Derinkuyu’ya bağlı olup olmadığını bilmiyoruz ancak törenlere icabet etmişlerdir.

Derinkuyu’nun nüfusu da 20 yy başlarında 2.500'den 4.000'e kadar ulaşmıştı. 1924 yılında yapılan mübadele sonucu Rumların Melegübü (Derinkuyu) ’den gitmeleri sonucu nahiyenin nüfusunda azalmıştı.

Cumhuriyet döneminde 1927 yılında bucak olan ilçe 1930 yılında belediyelik 1960 yılında da ilçe oldu.

Derinkuyu ilçesi bugüne değin maalesef hak ettiği değere bir türlü erişememiştir.

Derinkuyu’nun bugüne değin kalkınan, gözde bir ilçe olmalıydı. Zira Derinkuyu çevresinde köy ve kasabalar var. Derinkuyu’ya yakın civar illere bağlı ilçe merkezleri oldukça uzaktır. Hatta Nevşehir’in Derinkuyu’ya uzaklığından daha uzaktadır. Hal böyle olunca civardaki köy ve kasabalar da düşünülünce Derinkuyu önemli bir ilçe merkezi konumundadır. Nitekim ilçe pazarı 60-70 bin nüfusa tekabül etmektedir. Civar illere bağlı köyler de Derinkuyu pazarını tercih etmektedirler.

Derinkuyu Pazarında yok yoktur!

***

Derinkuyu Nevşehir’in en düz denilebilecek bir tarım arazilerine sahiptir. Ancak zamanla ilçe halkıyla yaptığım söyleşilerde de dile getirilen “Derinkuyu kabuğunu kıramıyor” sözü karşımızda bir demir pençe gibi duruyor.

Derinkuyu kabuğunu kıramadı. Kendine gelemedi. Yetişmiş insanları çok az. En önemlisi de Derinkuyu adına bir tek lobicilik faaliyeti de yok! Köyleri dışında, içeride ve gurbette dernekleri de yok!

Derinkuyu kendi kaderiyle baş başa mı?

Neler yapılsa olmadı. Olmuyor. Nüfusu da yirmi yıldır bir kaydetme yapamadı! Patates ekim yasağından önce ilçe cıvıl cıvıl işçi ve tüccar kaynıyordu. 2004 yılından sonra Derinkuyu göç vermeye başladı.

İlçeyi şahlandıracak önemli tesisler de yok! Mesela Derinkuyu’dan neden bir milletvekili çıkmaz?

Derinkuyu sahipsiz mi?... Bu soruyu herkes kendine sormalıdır!

Soruları uzatmak mümkündür...

Derinkuyu ilçesi için çabalayan birkaç müstesna isimler olmuştur.

İlçeye hayrı ve hizmeti dokunan herkesten Allah razı olsun!

Bu isimler kimlerdir? Birkaçını sıralayalım.

Belediye Başkanları Hakkı ATAMULU, Osman AKSOY ve bir de iş adamı Mehmet EKMEKÇİ!... İlçeye yatırım yapan hayrı dokunan Mehmet Ekmekçiler çoğalmalıydı. Ama maalesef yok!

Bu isimlerin dışında Derinkuyu’ya emekleri geçen bir isim daha var.

O da Derinkuyu’nun 1927 yılında Nahiye olmasını sağlamış, 1930 yılında da Belediye Teşkilatının kurulmasını sağlayan ve ilk Belediye Başkanı olan Mustafa Demir’dir.

Hakkında çoğu kişilerin bir şeyler bilmediği Mustafa Demir kimdir bir bakalım.

MUSTAFA DEMİR KİMDİR?

Derinkuyulular Mustafa DEMİR’i ne kadar biliyor ve tanıyorlar?

Mustafa Demir; gözü açık, cesur, bilgili, girişimci ve zeki biri olduğunu anlıyoruz. Zira Sultan Vahdettin döneminde İstanbul’a gitmiş, devlet kademelerine girmiş ve o dönemlerde çok az sayıda olduğu bilinen ser komiserler arasında yerini almıştır.

Mustafa Demir, hareketli biridir. Beyoğlu Ser komiseri iken Bitlis iline ataması yapılır. Bitlis onun için bir atama mı sürgün müdür?

Bu sorunun cevabını biliyoruz aslında…

Bitlis’e gönderilmesi aslında bir Ermeni Kızı Eraniye isimli bir kız sebebiyledir. Padişah’ın damadı bu Ermeni kıza âşık olur. Ancak Eraniye Ser Komiser Mustafa’yı sevmektedir. Bu yüzden Ser Komiser Mustafa, damadını kıramayan ve ne entrikaların döndüğünden habersiz olan Sultan tarafından Bitlis’e gönderilir.

Mustafa Demir’in, Beyoğlu Ser Komiserliğine getirilmesi de aslında Sultan’a yakın olması sebebiyledir. Zira Rumca ve Ermenice de bilen genç Mustafa, padişaha yapılacak olan bir suikastı haber vermesiyle yolu açılır. Böylelikle Ser Komiser olur.

Mustafa Demir, daha sonraki dönemlerde görevinden istifa ederek Bitlis’ten döner. İstanbul’da bir otelde kalır. Kaldığı otelde okuduğu gazeteler vasıtasıyla Sultanahmet Cezaevi’ne müdür olur.

Yıl 1921’dir. Ülkede Tekalif Harbiye maddeleri uygulanmaya başlanır. Savaş nedeniyle 7-8 Ağustos 1921 de 10 maddelik emirler uygulanır. Tekalifi Milliye her ilçede kurulur.

İşte bu sırada Ser komiser, Sultanahmet Cezaevi Müdürü Mustafa Demir Adana iline Tekalifi Milliye Reisi olarak atanır. Bu görevi sırasında tanınmaya başlar. Görevi sırasında hemşerilerine yardımcı olur.,

Görevi sona erince de Melegübü ’ye geliyor. Gıda maddeleri ve kumaşlar üzerine dükkân açıyor. Ayrıca tüccarlık da yapıyor. İyice tanınan Mustafa Demir’e Cumhuriyetimizin kurulduğu sıralarda milletvekilliği teklifi yapılır.

Mustafa Demir milletvekilliği teklifini geri çevirir. Melegübü ’nün nahiye olmasını arzu etmektedir. Çalışmaları ve çabaları sonucu Derinkuyu adının verildiği Derinkuyu 1927’de nahiye olur. 1930’da da belediyelik.

Ve Mustafa Demir kasabanın ilk belediye başkanı olarak tarihe geçer.

Malakoplu (Rumlarca verilen isim) zengin sarrafın evi mübadele döneminde boşalır. Bu ev önce karakol binası daha sonra da ilk belediye binası olarak Mustafa Demir tarafından kullanılır. Bu ev daha sonraları dedem ve dedemin yakın akrabası tarafından ortak olarak satın alınır… Benim doğduğum ev!..

***

Derinkuyu ilçemiz çok daha farklı konumlarda olması gerekirdi. Ama hak ettiği yerde değil.

Derinkuyulu hayırsever Mehmet Ekmekçi’yi onore edebildik mi? Hayır!

Peki ya İlk Reis Mustafa Demir’i?...

Bir caddeye veya mahalleye REİS MUSTAFA DEMİR MAHALLESİ-SOKAĞI VEYA CADDESİ adı verilemez mi?

Çok mu zor?

Yetkilileri göreve davet ediyoruz!re en iyi şekilde tanıtmanın büyük bir sorumluluk olduğunu söyledi.