Fakir Bir köylü çocuğu iken sadrazam olunabilir mi?
Bu soruya verilecek cevap konu devlet yönetimi olunca elbette mümkün değil olurdu. Ancak Osmanlı devletinde bu soruyu mümkün kılan örnekleri de vardır. Osmanlı’nın son dönemlerinde son iki örnek vardır. Bu örneklerden ilki Sadrazam Damat İbrahim Paşa’dır. Nevşehir’in kurucusu Damat İbrahim Paşa’yı örnek alan bir diğer isim de Sadrazam Seyyid Mehmet Paşa’dır.
Seyyid Mehmet Paşa pek çok yönüyle Damat İbrahim Paşa’nın geçtiği yollardan geçmiş ve Onun yaptıklarını yapmaya çalışmıştır.
Sadrazam Seyyid Mehmet Paşa Kimdir?
Sadrazam Seyyid Mehmet Paşa (1735-36) Gülşehir’de (Arapsun) doğdu. Nevşehir’in bir ilçesi olan Arapsun ismini kendisi verdi. Babasının adı Ali’dir. Ailenin Seyyid zümresine mensup bulunması sebebiyle Seyyid lakabıyla da anılır.
1747’de getirildiği İstanbul’da dayısı aşçıbaşı lakaplı Surre Emini Süleyman Ağa’nın himayesiyle saray mutfağına alındı. Yeniçeri Ocağı zabitlerinden Hacı Odabaşı’nın yanında yetişti ve 1759 veya 1760’da Teberdârân-ı Hâssa Ocağı’na kaydedildi. Burada mâbeyinci Tırnakçı Mustafa Ağa’nın baltacılığını yaptı. Güzel yazı yazması ve yazı tekniklerini bilmesi nedeniyle Enderun’da Hazine Odası’na alınarak ikinci yazıcılık görevine getirildi (9 Mart 1762).
Kardeşi helvacı Mustafa Ağa’nın Şehzade Abdülhamid’in kahvecibaşısı bulunması sebebiyle Mehmet Paşa şehzadeyle yakınlık kurdu. Onun bazı yazılarını kaleme aldı. I. Abdülhamid’in tahta çıkışının ardından Has Oda’ya nakledildi ve mabeyinci ağaları arasına katıldı. (3 Şubat 1774)
Sultan I. Abdülhamid’in ilk yıllarında üst dereceli devlet ricâlinin seçiminde rol oynadı.
Sadrazam Seyyid Mehmet Paşa, esmerliğinden dolayı padişahın silahtarlığına atandıktan sonra “Kara Silahtar”, sadaret (Başbakanlık)makamına gelince de “Karavezir” olarak şöhret olmuştur.
Küçük Kaynarca Antlaşması’ndan duyulan hoşnutsuzluk oluşunca ve arayış içinde olan padişahın etrafında etkili bir siyaset izleyen Karavezir Mehmet Paşa güç elde etmiştir.
Karavezir Mehmet Paşa’nın Sadrazam olmasında elbette başka faktörler de var. Karavezir Paşa’nın. I. Abdülhamid’in veliaht olduğu dönemde hizmetine girmiştir. Abdülhamid tahta çıkınca da hazine kethüdası olmuştur. Elbette Karavezir Paşa’nın yükselişinde başka etkenler de var.
Bunlar nelerdir?
Sadrazam oluşu; yangın ve kundaklama dedikoduları yüzünden İstanbul halkının kapıldığı endişe ve korkuları gideremeyen Sadrazam Kalafat Mehmed Paşa’nın görevden uzaklaştırılması nedeniyle (22 Ağustos 1779) kendisine vezirlik rütbesi verildi ve sadrazam yapıldı.
Yani; vakit ve şartlar, devlet işlerinde ehliyeti ve liyakat görülmüş, anlaşılmış, sözünde muteber olduğu kanaatine varıldığında kırkiki, kırküç yaşlarında devletin en yüksek makamına kavuşmuştur.
Sadrazam Mehmed Paşa, Sultan Abdülhamid’in takdirini yaptığı şu işler nedeniyle kazandı: vezirlerin yer değişikliklerini en alt seviyede tuttu. Kendisinden devletin düzgün gitmeyen işlerini düzelteceği ümit edildiğinden hızlı ve tempolu bir çalışmaya girişti. Sadabat’ta padişahın da katıldığı küçük çaplı tatbikatlar yaptırdı. Askerin eğitimine ve askerî malzemenin teminine, sınır kalelerinin tahkimine çalıştı. Kâtiplerin mesai saatlerini belirleyerek rüşveti önlemenin de dahil olduğu birtakım yeni düzenlemeler getirdi. Darphane’de de yeni uygulamalara girişti, devletin tahsilâtını hızlandıran bir sistem geliştirdi.
Bir insanın devlet basamaklarında hızla yükselmesi, iyi bir yaşam sürmesi, servete sahip olmaya başlaması, en etkili devlet adamlarından biri haline gelmesi kolay değildir.
Seyyid Mehmet Paşa gerek hazine kethüdası olunca ve gerekse sonraları devlet basamaklarını hızla çıkması; zeki, cesur, bilgili, gözü açık ve ilişkilerine ve diyaloglarına bağlanmalıdır.
İş becerme kadar, sarayda kendisini engelleyecek, ayak bağı olacak kimseleri saraydan uzaklaştırması ve hemşerilerini çevresine toplaması da Paşa’nın ilmine ve zekasına bağlı olduğu görülür. Nitekim Padişah’ı da etkileyen kıvrak zekasıdır.
Kırkdört kırkbeş yılık kısa denilebilecek bir ömrün çoğunluğu İstanbul’da, sarayda geçmiştir.
Pek çok sadrazamlar göreve geldiklerinde başarıyı gösteremezler iken Sadrazam Seyyid Mehmet 1779’da bu göreve getirilmiştir.,
Karavezir Paşa’nın padişahın silahtarlığını yaptığı zamanda güvenini kazanması, özellikle de askeri ıslahatı yapmak üzere sadarete getirilmiştir.
HAZİNE KETHÜDASI
Seyyid Mehmet Paşa’nın başarılı olmasının nedenleri arasında hazine kethüdalığı da etkili olmuştur. Kethüdada bulunanlar; kâhya ve loncaların durumunu izlemek, esnaf davalarını yerinde çözmek, devlet yetkilileriyle temasta bulunmak, hükümetin emir ve kararlarını duyurmak. Halkın şikayetlerini saraya iletmek, kurul adına devlet törenlerine katılmaktır.
Kethüda bir bakıma eş anlamlı kâhya olarak kullanılmakta olduğu da anlaşılmaktadır. Kethüda eski, kâhya ise Osmanlılar zamanında ortaya çıktığı resmi devlet hizmetlerinde kullanılmadığı biliniyor. Çok bilinen yanıyla kethüda devletin en üst kademelerinde görev yapan sadrazamdan en alt seviyesine kadar mülki ve askerî erkandan pek çok görevlinin kethüda unvanı taşıyan yardımcısı bulunmaktaydı. 1779 yılına kadar bu görevli sadrazamın Divan-ı Hümayun’daki işleri yanında diğer vezirlerin işleriyle de ilgilenirken bu yıl içinde Sadaret Kethüdası Seyyid Mehmet Efendi’nin başvurusu üzerine kendisine sadece sadrazam işleriyle meşgul olması bildirilmiştir.
Seyyid Mehmet Paşa; dindar, işine bağlı, titiz hayırsever biridir. Kısa boylu ve saraydan çıkma olması dolayısıyla bazı devlet adamlarınca hafife alındığı, ancak zeki ve nüktedan bir kimse olduğu bilinmektedir. Nasreddin Hoca fıkralarıyla sohbetlere renk kattığı bilinmektedir.
Sadrazam Mehmet Paşa, sadarette (başbakanlık) bulunduğu sıralarda başlı başına gece gündüz çalıştığı sıralarda kara hummaya (tifo) yakalandı. Diğer bir rivayete göre de gözlerine perde inmesi sebebiyle 45 yaşında 20 Şubat 1781’de vefat etti.
Cenazesi Yeni Valide Camii’nde kılındı ve Bahçekapı’daki I. Abdülhamid’in türbesi bitişiğine defnedildi.
Ölümünden iki gün sonra malları arasında oldukça kıymetli eşyaların bulunduğu tesbit edilmiştir. Eşya listesi onun gözlüklü, “duhan” (duman) kullanan, hayli kitap ve risâle biriktirmiş, hayli geliri olduğu görülür. Gelirlerinden bir kısmını Gülşehir’de yaptırdığı hayırlar için kurduğu vakıflar vasıtasıyla harcamıştır. Akrabalarını kayırması dolayısıyla tenkide uğradığı biliniyor.
Paşa, resmi kıyafetler dışında da giyimine, kuşamına dikkat ettiği, zevk sahibi ve şık biri olduğudur. Giyim eşyalarının çeşitliliği düşünüldüğünde zevkli, gösterişli, mücevhere, değerli taşlara önem verdiği, silahlara, cins atlara sahip olduğu, Avrupa tarzı eşyaları da kullandığı, çevre kültürünü bilen bir hayat sürdüğü görülür. Tütün tiryakisi olan Paşa I. Abdülhamid’in sevdiği bir adam olmuştur.
Bir hatt-ı hümayunun da Seyyid Mehmet Paşa’ya, “çerağ-ı hassım, nizam-ı devletim, vezir-i bi-nazirim” şeklinde bir hitap cümlesiyle benzersiz bir vezir olduğu düşüncesiyle değeri yüceltilmiştir. Padişah, Seyyid Mehmet Paşa’nın devlet işlerinde takibini beğenmiş ve değerli kürklerinden bir siyah tilki kürkünü hediye etmiştir. Kürkü de hasodabaşı ile göndermiştir.
I.Abdülhamid Karavezir Mehmet Paşa’yı takdir edici ifadeler kullanmıştır.
Sadrazam Seyyid Mehmed Paşa’nın en önemli hayratı köyü Arapsun’da yaptırdığı külliyedir. Karavezir Mehmed Paşa, Arapsun’un adını Gülşehir olarak değiştirmiş, buraya bir kadı tayin ederek bir kaza olmasını sağlamıştır. Kazanın gelişmesi için Sarılar Türkmen aşiretini iskân ettirmiştir. Gülşehir’e derbent statüsü kazandırmış, vergilerde indirim sağlamıştır.
Gülşehir’de inşasını tamamladığı külliyeye vakıflar tahsis etmiştir. (28 Ocak 1780) Gülşehir’de cami, dershaneli medrese, dükkânlar, köyün çeşitli yerlerinde altı çeşme yaptırmış, yine burada bir camisi bulunan ve onun İstanbul’da yetiştirilmesini sağlayan aşçıbaşı Süleyman Ağa’nın vakfını kendi vakfına katarak desteklemiştir.
Bu eserlerden günümüzde cami, kütüphane olarak kullanılan medrese ile biri meydan çeşmesi ayarında olmak üzere dört çeşme ayaktadır.
KAYNAKLAR:
Doç. Dr. Osman Taşkın, Sultan I. Abdülhamid’in Adamı Karavezir Seyyid Mehmet Paşa’nın hayatı ve muhallefatı, Tarih ve Gelecek Dergisi, Aralık 2019, Cilt 5, sayı 3
Karavezir Mehmet Paşa, Fikret Sarıcaoğlu, İslam Ansiklopedisi.
Dr. Faruk Güçlü, Nevşehir’de Yetişenler, Ürün Yay. Ankara, 2015
Dr. Faruk Güçlü, Nevşehir Yazıları-1, Gülmat Matbaası, İstanbul, 2020